Bir zamanlar, küçük ama tarihî bir kasaba olan Arnavutköy’de, ailesinden kalan eski konağa taşınan Defne adında genç bir kadın yaşardı. Defne, büyükbabasının vefatından sonra bu evi miras almıştı. Uzun yıllardır kapalı olan bu konak, kasaba halkı tarafından tuhaf söylentilere konu olmuştu. Kimi, evin içinde hayaletler dolaştığını söylüyor, kimi de büyükbabasının bazı sırlarla öldüğüne inanıyordu.
Defne, geçmişini ve ailesini daha iyi tanımak için bu konağa taşınmaya karar vermişti. Konağa adım attığında, yılların getirdiği toz ve örümcek ağlarıyla kaplı eşyalar, içinde bir zamanlar yaşanmış hikâyelerin izlerini taşıyordu. Eski kitaplıkta, büyükbabasının el yazısıyla dolu bir defter buldu. Defterdeki ilk cümle onu şaşırttı:
“Eğer bu satırları okuyorsan, demek ki benim bıraktığım mirası keşfetmeye hazırsın.”
Defne’nin içini garip bir heyecan kapladı. Sayfaları çevirdikçe, büyükbabasının kasabanın derinliklerine gömülü bir sırrı araştırdığını fark etti. Yıllar önce, Osmanlı döneminden kalma değerli bir haritanın varlığından bahsediyordu. Bu harita, büyükbabasının anlatısına göre, kayıp bir hazinenin yerini gösteriyordu.
Defne, bu sırrın peşine düşmeye karar verdi. Konaktaki eski eşyaları karıştırırken, defterde bahsedilen gizli bir çekmece buldu. Çekmeceyi açtığında, içinden solmuş bir harita çıktı. Harita, kasabanın dışında, ormanın derinliklerinde bulunan terkedilmiş bir manastıra işaret ediyordu.
Gece olup herkes uyuduktan sonra, Defne el fenerini ve haritasını alarak ormana doğru yola koyuldu. Ay ışığının aydınlattığı patikada ilerlerken, rüzgârın arasında fısıltılar duyduğunu sandı. Manastıra vardığında, haritada gösterilen noktayı buldu. Eski taş duvarların arasında kazılmış bir oyuk vardı ve içinden eski bir sandık çıkıyordu.
Sandığın içini açtığında, parşömene sarılmış mektuplar ve bir anahtar buldu. Mektuplar, büyükbabasının da peşinde olduğu sırrın yalnızca bir başlangıç olduğunu anlatıyordu. Anahtar ise Defne’nin konağında keşfetmesi gereken başka bir kapıyı açacaktı.
Defne, büyükbabasının geçmişini araştırmaya devam ettikçe, kasabanın yaşlılarından birinin ona anlatacağı çok önemli bir şey olduğunu öğrendi. Yaşlı adam, büyükbabasının yıllar önce kasabanın en büyük sırrını çözmeye çok yaklaştığını ama birilerinin onu durdurduğunu söyledi. Defne’nin karşısında artık yalnızca bir hazine değil, aynı zamanda ailesinin adını temize çıkaracak bir hakikat vardı.
Gerçeğin peşine düştüğünde, bazı kasabalıların onu engellemeye çalıştığını fark etti. Onlardan kaçarken, konağındaki eski bir bölmeye saklandığında anahtarın tam olarak nereye uyduğunu anladı. Gizli bir kapıyı açtığında, büyükbabasının araştırmalarına dair daha fazla belge ve geçmişin gömülü kalmış büyük bir sırrını ortaya çıkaran başka haritalar buldu.
Defne, ailesinin geçmişini aydınlatmaya kararlıydı. Ama bunun için önünde daha uzun ve tehlikeli bir yol vardı. Artık yalnızca kayıp bir hazineyi değil, kasabanın asırlardır sakladığı gerçeği de ortaya çıkarmak zorundaydı…
