Gökkuşağı Ülkesi’nin Minik Koruyucusu

Bir zamanlar, bulutların üzerinde gizlenmiş renkli bir ülke vardı. Bu ülkenin adı Gökkuşağı Ülkesi idi. Bu ülke, yeryüzünde çıkan her gökkuşağının rengiyle beslenirdi.
Gökkuşağı Ülkesi’nde herkes mutlu, gökyüzü parlak ve rüzgar mis gibi kokardı. Ama bu ülkeyi mutlu tutan bir sır vardı: Gökkuşağı’nın renklerini korumak! Renkler kaybolursa, ülke soluk ve mutsuz olurdu.
Bir gün, ülkenin en minik sakinlerinden biri olan Lila adında cesur bir çocuk, Gökkuşağı Ülkesi’ni dolaşırken, rengarenk bahçenin ortasında körelmeye başlayan bir rengi fark etti. Bu renk, gökkuşağının en parlayan tonlarından biri olan turuncu idi.
Lila hemen, ülkenin bilge rehberi olan Renk Ustaları’na koştu. “Turuncu rengi körülüyor! Gökkuşağımızı kurtarmalıyız!” diye seslendi.
Renk Ustaları, uzun boylu, şapkalı ve her biri farklı bir renk giymiş bilge varlıklardı. Hepsi bir araya gelip düşünmeye başladı. Sonunda, Şapkacı Usta, şöyle dedi:
“Gökkuşağının renkleri sevgi ve neşe ile parlar. Ama turuncunun parlaklığını kaybetmesi, yeryüzünün bir yerinde sevginin azaldığını gösteriyor.”
Lila’nın gözleri kocaman açıldı. “O zaman sevgi ve neşeyi tekrar bulup getirebilirim!” dedi.
Renk Ustaları, Lila’ya parlak bir renk çantası ve bir gökkuşağı anahtarı verdi. Bu anahtar, onu yeryüzüne götürecekti. Ama Usta’lardan biri uyardı: “Yeryüzüne gitmek kolay, ama rengi bulmak çok cesaret ister. Kırkılma!”
Lila, bulutların arasından kayarak yeryüzüne indi. Etrafına baktı ve bir şehir gördü. Bu şehirde insanlar çok yoğun ve meşguldü, kimse birbirine gülümsemiyordu. Lila, bir bankta oturan yaşlı bir adam fark etti. Adamın yanına yaklaşıp sordu:
“Merhaba! Neden bu kadar hüzünlüsünüz?”
Adam, hafifçe gülümseyerek cevap verdi: “Ah, küçük dostum, kimse bana uzun zamandır selam bile vermedi. Eskiden çocuklarla oyun oynardım, ama şimdi herkes o kadar yoğun ki…”
Lila, yaşlı adama bir turuncu balon çıkardı ve verdi. “Bu balon, gökkuşağından. Ona dokunan herkes mutluluk hisseder!” dedi.
Yaşlı adam, balonu tutunca gözleri parladı. Birden, çevreden geçen insanlar onun mutluluğuna dikkat etti ve gülümsemeye başladı. Bir çocuk, balonun yanına gelip “Ben de oynayabilir miyim?” diye sordu. Çok geçmeden, insanlar bir araya gelip sohbet etmeye ve gülümsemeye başladı.
Lila, renk çantasını açtı ve turuncunun çantaya geri dolduğunu fark etti. Artık gökkuşağını kurtaracak kadar sevgi toplamıştı.
Gökyüzüne geri döndüğünde, Gökkuşağı Ülkesi’nde herkes onun başarısını kutladı. Turuncu renk yeniden parladı ve ülke yine eskisi gibi rengarenk oldu.
Renk Ustaları, Lila’ya şöyle dedi: “Sen, Gökkuşağı Ülkesi’nin en cesur koruyucususun. Sevgi ve neşe dolu kalbinle her zaman renklerimizi koruyabileceksin.”
Lila o günden sonra ülkeyi korumak için daha da cesurca geziler yapmaya başladı. Ve Gökkuşağı Ülkesi, hep parıl parıl parlamaya devam etti.
Son.
Bu masalı sevdiyseniz bu masalımızı da okuyabilirsiniz: Küçük Kaplumbağa ve Işıltılı Yol