Hikaye Oku

Kayıp Zamanın Gölgesi

Sabahın ilk ışıkları, gri bir örtü gibi şehrin üzerine serilirken, eski kitapçı dükkanının önündeki tahta kapı gıcırdayarak açıldı. İçeri giren adam, omuzlarına düşen koyu renkli paltosunun yakasını kaldırdı. Gözleri, rafların arasında sessizce gezindi. Adı Aras’tı. Otuz beş yaşında, zamanı ve geçmişi bir gölge gibi peşinde sürükleyen bir adam.

Kitapçının loş ışıkları arasında dolaşırken, tozlu raflarda saklı kalmış bir kitap dikkatini çekti. Eski, deri ciltli, kapağı solmuş bir eserdi. Üzerinde sadece iki kelime vardı: “Zamanın Güncesi.” Kitabı eline aldığında, parmak uçlarıyla hafifçe kapağını okşadı. İçindeki sayfalar sararmıştı, bazıları neredeyse parçalanacak kadar narindi.

Aras, kitabı usulca açtı. İlk sayfada ince bir el yazısıyla şu satırlar yazılıydı:

“Bu kitap, kaybolan zamanların hatıralarını saklar. Okuyan, geçmişin gölgelerine adım atar.”

İçinde bir titreme hissetti. Hayatı boyunca peşini bırakmayan anılar, bu kitapla sanki yeniden canlanıyordu. Çocukken kaybettiği ablası, eski mahallelerinde oynadıkları oyunlar, annesinin sıcak sesi… Hepsi birer hayalet gibi gözlerinin önünde beliriyordu.

Kitabı satın alıp evine döndüğünde, gece yarısına kadar sayfalar arasında kayboldu. Her bölüm, bir anıyı geri getiriyordu. Sayfaları çevirdikçe, Aras’ın zihninde silinmiş sahneler belirmeye başladı. Fakat bu anılar yalnızca onun değil, hiç tanımadığı insanların hayatlarından kesitlerdi. Bir savaşta ölen asker, eski bir aşkla yanıp tutuşan kadın, kayıp bir çocuğun annesi…

Her okuduğu hikaye, zamanın içinden çekip alınmış bir ruh gibiydi. Aras, kitabın son sayfalarına doğru yaklaştığında, bir not buldu. Kendi el yazısına çok benzeyen bir yazıyla şöyle yazıyordu:

“Bütün zamanlar birbirine bağlıdır. Aras, kendi gölgenden kaçamazsın.”

O anda bir fısıltı duydu odanın köşesinden. Başını kaldırdığında, aynadaki yansımasında kendisini değil, gençlik yıllarındaki halini gördü. İçindeki korku yerini bir meraka bıraktı. Aynadaki genç Aras, ona sessizce göz kırptı ve kayboldu.

Sabah olduğunda kitap, masanın üzerinde değildi. Ne kadar aradıysa da bulamadı. Gecenin deliliği gibi göründü her şey. Fakat artık bazı şeyler değişmişti. Aras, unuttuğu anılarını geri kazanmıştı. Zamanın içinde kaybolmuş bir adam, kendi geçmişinin gölgesinde yürüyordu.

Kim bilir, belki de bazı kitaplar yalnızca okunmak için değil, hatırlamak için yazılırdı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu