Kurt ile Kuzu

Bir zamanlar, yemyeşil bir ormanın içinden geçen berrak bir dere vardı. Ormanın tüm hayvanları bu derenin serin sularından içerek susuzluklarını giderir, sıcak yaz günlerinde burada serinlerdi.
Bir gün, tatlı ve ürkek bir kuzu, öğle sıcağında dereye geldi. Suyun kenarına eğildi, küçük diliyle nazikçe suyu yudumlamaya başladı. O sırada, derenin yukarısında, gövdesi kemiklerinden başka bir şey kalmamış aç bir kurt duruyordu. Karnı günlerdir açtı ve kuzuyu görünce gözleri parladı. Ancak bir bahane bulmadan ona saldırmak istemedi.
Kurt, sinsi bir gülümsemeyle sesini sertleştirerek kuzunun dikkatini çekti:
“Hey, sen! Burada ne yapıyorsun?”
Kuzu, bir anda irkilerek başını kaldırdı. Karşısında, ona öfkeyle bakan büyük ve güçlü kurdu görünce kalbi hızla çarpmaya başladı. Yine de saygılı bir sesle cevap verdi:
“Efendim, sadece su içiyorum.”
Kurt, kaşlarını çattı ve onu suçlayacak bir bahane aradı. Sonra sert bir sesle bağırdı:
“Sen benim suyumu bulandırıyorsun! Nasıl cüret edersin? Bu yaptığın saygısızlık!”
Küçük kuzu şaşkınlık içinde geri çekildi. Korkuyla ama dürüstçe cevap verdi:
“Ama efendim, ben dereyin aşağı tarafındayım. Su yukarıdan aşağı akar. Sizin içtiğiniz suyu nasıl bulandırabilirim?”
Kurt bu açıklamadan tatmin olmadı. Çünkü amacı adaletli olmak değil, sadece kuzuyu yemekti. Yüzüne sahte bir öfke yerleştirerek yeniden bağırdı:
“Sen geçen yıl bana hakaret ettin! O günü hiç unutmadım!”
Kuzu, bu suçlamaya daha da şaşırdı. Küçük bir sesle itiraz etti:
“Ama efendim, ben geçen yıl doğmamıştım bile. Daha altı aylığım!”
Kurt, bir an duraksadı ama bu doğru olsa bile kuzudan vazgeçmeye hiç niyeti yoktu. Bu kez daha da hiddetlenerek:
“Öyleyse kesin akrabaların yaptı! Sen de onların soyundansın, cezanı çekeceksin!” dedi.
Zavallı kuzu ne yapacağını bilemiyordu. Masum olduğu belliydi, ama karşısında güçlü ve acımasız biri vardı. Güçsüzün haklı olması, güçlü birinin insafına kalmıştı.
Kurt, daha fazla vakit kaybetmeden bir hamle yaptı ve zavallı kuzuyu kaptığı gibi oracıkta yedi.
Masaldan Çıkarılacak Ders:
Bu masal, haksızlık ve güçlünün zorbalığını anlatır. Adalet her zaman doğruların yanında olmayabilir; bazen güçlü olan, haksız bile olsa haklı gibi görünmek için bahaneler uydurur.
Adaletin olmadığı yerde, güçlünün sözü geçer.
Bu masalımızı sevdiyseniz buna da göz atabilirsiniz: Aslan ve Fare